Beklentiler Üzerine “Beklentisizlik Mutluluktur”

Beklentiler Üzerine “Beklentisizlik Mutluluktur”

Hayatımız beklentiler üzerine kuruludur. Eşimizden, dostumuzdan, arkadaşlarımızdan, ailemizden, sevgilimizden kısacası çevremizde var olan herkes tarafından bizim için bir şeyler yapmasını bekleriz. Düşünülmek istiyoruz, değer görmek istiyoruz, saygı sevgi hatta bazen de maddi manevi tüm sınırları aşan beklentiler içine girebiliyoruz. Mümkün mertebe bir şeyler beklemek gayet olasıdır hatta insanoğlunun fıtratı gereği aksi pek de mümkün değildir. Lakin bu beklentilerinde bir sınırı olmalıdır ve hatta bazı durumlarda kendi ruh ve beden sağlığımız için hiçbir beklentiye girmemeliyiz.

Peki, beklentiye girmememiz gereken durumlar neler? Yazımın devamında nedenleriyle birlikte bu durumlara bakalım.

İnsanlar Senden farklı Düşünebilir

Beklenti konusunda en çok yaptığımız hatalardan biri çevremizdekilerin her konuda bizimle aynı fikirde olmasını beklemektir. Her birimiz farklı bireyler olarak farklı karakterlere, farklı mizaçlara, farklı düşünce yapılarına sahibiz dolayısıyla bir diğerimizin bizimle aynı fikirde olmasını beklemek bizi yalnızca hüsrana uğratır.

Örneğin; güzel bir olay yaşadık ve bunu heyecanla arkadaşımıza anlatıyoruz ama onun bizim kadar heyecanlanmadığını görmek bizi üzüyor, sinirlendiriyor ve hatta arkadaşımızın bizi önemsemediği kanısına varıyoruz. Oysa ki onun duruma daha mantıksal yaklaşabildiğini ve farklı bir açıdan bakmış olma ihtimalini düşünmüyoruz bile.

Herkesten Sevgi Saygı Beklentisi

Çevremizdeki herkes tarafından sevilme, saygı görme beklentisi de oldukça yanlıştır. Herkesten ve her şeyden önce biz kendimize saygı duymalı ve sevmeliyiz. Kendine saygısı olan, kendine olan saygısından, verdiği değerden ötürü prensiplerinin dışına çıkmayan insan zamanla herkes tarafından saygınlık kazanır.

İçinden Geçenleri Okumak

Evet, zaman zaman normalden daha fazla ilgiye, sevgiye, önemsenmeye ihtiyaç duyabiliyoruz, bu zamanlarda bu ihtiyacımızı karşı tarafa bildirmek yerine surat asmak, trip atmak gibi iletişim kopukluklarına yol açan nedenlere başvuruyoruz ama o anda partnerimizin de kendi içinde bir sorunla boğuşuyor olabilme ihtimalini göz önüne bile almıyoruz oysaki; aramızda bir iletişim sorunu oluşmadan karşı tarafa bildirsek sürekli bir beklenti içinde olma durumunu ortadan kaldıracaktır. Diyebilirsiniz ki, “ iyi de söylediğinde bir anlamı kalmaz ki” Peki ya söylemediğiniz, trip atmayı tercih ettiğiniz vakit içinde bulunduğunuz durum ne kadar anlamlı oluyor? Bu soruyu önce bir kendimize soralım. Unutmayalım ki hayat mutsuzluğa yer bırakılamayacak kadar kısa.

İnsanlar Değişmez

Özellikle evlilik öncesi en çok düşülen hatalardan birisidir karşındaki insanın değişmesini beklemek. Oysaki bildiğimiz gibi her insanın belli başlı kişisel  özellikleri vardır ve bunları değiştirmek mümkün değildir. Bu yüzdendir ki karşımızdaki insanın özelliklerini değiştirme beklentisi içinde onu manipüle etmek yerine iyi ya da kötü tüm özellikleriyle kabullenmeyi öğrensek birlikte daha mutlu bir dünya kurabiliriz.

Dünya Adil Bir Yer Değil

Farklı özelliklerimiz olduğu gibi aynı zamanda farklı şartlar altında varlığımızı sürdürüyoruz. Kimimiz hedefine giden yolda her türlü maddi manevi imkanlara sahipken kimimiz türlü imkansızlıklarla boğuşuyoruz. Bu konuda bize düşen dünyanın daha adaletli bir yer olmasını beklemek değil de; içinde bulunduğumuz durumu en iyi şekilde değerlendirerek hedefe ulaşmaya çalışmaktır. George Orwell’in “Hayvan Çiftliği” kitabında dediği gibi “Tüm insanlar eşittir ama bazıları daha da eşit”. Bunu kabullenerek işe başlayabiliriz.