Risk;uygulanan faaliyetlerin içerdiği belirsizlik demek.Bu belirsizlik bize olumlu şeyler de getirebilir olumsuz da.Oysa risk denilince genellikle olumsuz ihtimaller aklımıza geliyor.Artık öğrendik ki risk almak bize olumlu sonuçlar da verebilir.Aldığımız risklerin olumsuz sonuçlanma ihtimalini en aza indirmek için hedeflerimizin net ve planlı olması gerekir ve sonrasında risk yönetimini öğrenmek gerekir.
Risk almadan alıştığımız güvenli alanımızda yaşamak kolay gelse de o alandan çıkmadan yeni şeyler öğrenmek, hayattan zevk almak çok mümkün değil.Aslında bakarsanız her yeni güne başladığımızda bir risk almış oluyoruz.O gün başımıza geleceklerden habersiz hayatın bir köşesinden tutup devam ediyoruz.Hayat hep olasılıklar,belirsizlikler üzerine.
Verdiğimiz her karar, attığımız her adım bir risk taşıyor.
Sonuçları iyi ya da kötü risk hayatımızın bir parçasıysa aldığımız ya da alacağımız riskleri biraz daha düşünerek planlı olmakta yarar var.Buna hesaplanmış risk deniliyor.
Hesaplanmış risk;hedefe giden asıl yolu belirleyip ihtimallerin olumsuz etkilerini en aza indirmek için plan yapılarak alınan risk anlamını taşıyor.O zaman burada ilk kontrol edilmesi gereken yer ,hedef.
Doğru bir hedef belirlediğimizden emin miyiz?Ona bakalım ve eminsek o hedefe ulaşmak için hangi yolları kullanabileceğimizi belirleyelim.
Doğru hedef belirlemek,bir kere verilen ömrümüzü iyi yaşamak için çok önemli.Bu konuyla ilgili çok güzel bir söz okumuştum.
“Ne sevdiğimizi bilmiyoruz,bildiğimiz şeyleri seviyoruz.”
Yaşadığımız hayat,yeni şeyler denemeden sadece karşımıza çıkan bildiğimiz şeylerden ibaretse o zaman aldığımız risklerin,verdiğimiz kararların ne kadar önemi olur,ya da daha büyük soru şu; bildiğimiz şeyleri sevdiğimiz bir hayatta risk almak aklımıza gelir mi?
Bilmediğimiz her şey bizi korkutabilir,çok insani bir durum ama o bilinmezliğe ilk adımı atınca ilerlemeye başlarız.Bir süre sonra o korku yerini alışkanlığa bırakır.
Risk alırken de şu anki olduğumuz noktadan biraz daha ilerisini hedefleyerek kararlar alabiliriz.Böyle olduğunda daha az korkar ve yapabildiğimizi görünce de daha emin adımlarla ilerleriz.
Yeni kararlar aldığımızda aynı zamanda yeni riskler de almış oluyoruz,ben bu süreci sisli yolda araba kullanmaya benzetiyorum.Arabaya binmeden evdeki camdan baktığınızda hiç bir şey göremezsiniz.Hiç bir şey göremiyorum diye yola çıkmazsanız olduğunuz yerde kalırsınız.Arabaya bindiğinizde yapmanız gerekenleri yapıp sürmeye başladığınızda ilerledikçe yolun açıldığını,göründüğünü fark edersiniz.
Hesaplanmış riskleri almak kadar,doğru zamanda ve yerde risk almakta çok önemli.
-Adım atmayı düşündüğünüz konuda hazır mısınız?
-Bu konu hakkında yeterli enerjiniz var mı?
-işler yolunda gitmezse B,C gibi farklı planlarınız var mı?
-bu riski almak için en güçlü sebebiniz ne?
Gibi değişik sorular sorarak risk almayı düşünüğünüz konu için ne kadar hazır olduğunuzu değerlendirebilirsiniz.
Şunu her zaman hatırlayalım ki;risk almadan,denemeden ve hata yapmadan başarılı olamayız.Korkarak bile olsa yeni yollar yürüyelim,yeni riskler alalım çünkü insan böyle yaşadığını hissediyor.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşça kalın.