Biz, insanlar sosyal varlıklarız ve yaşamımızı devam ettirmemiz için iletişim kurmaya ihtiyacımız var. Bir başka kişiden yakınlık bekleme ve bu kişiler yanında olduğunda bireyin kendisini güvende hissetmesi gibi. Buna biz bağlanma adını veriyoruz. Aslında bu bağlanma dediğimiz durum ilk önce anne karnında anne-çocuk arasında başlıyor. Sonra başka bireylerle güvenli ve sağlıklı bağlanabilirsek ne mutlu bize! Psikolojide, bağlanma stilleri, bağlanma stillerinin çakışması, ilişki becerilerini geliştirmek gibi bir sürü konu işlenebilir ve tartışılabilir olsa da ben bağlılık ve bağımlılık noktasına dikkat çekmek istiyorum.
BAĞLILIK MI? BAĞIMLILIK MI?
Bazen olaylar bağlılık değil bağımlılık noktasına gelip çığırından çıkabiliyor. Bir ilişkide mutlu olmak partnerinle hiç ayrılmamak her alanda beraber bir şeyler yapmak, işinden, arkadaş çevrenden vazgeçmek anlamına mı gelmeli? Tabii ki de hayır. Yani bir insana bağlı olurken diğer yandan da bağımsız ve özgür olmak gibi. Bu mümkün mü peki diye sorduğunu duyar, kafanın karıştığını hisseder gibiyim. Evet mümkün. Birbirinin bireysel alanlarına saygı duymalı bazen de ortak planlar ya da etkinlikler yapıp ilişkide alan açmalısın. Yani sen dışarıda arkadaşlarınla kahve içiyorken, partnerinde arkadaşlarıyla maç izlemeye gidebilmeli. Başka bir zamanda beraber sinemaya da gidebilirsin. Bunlar sadece örnek çoğaltmak mümkün.
İLİŞKİDE BAĞIMLILIK NEDİR?
Geçen okuduğum Müthiş Psikoloji’nin ‘Sevme Kusurları’ adlı kitabında da bağımlılığın bir sevme kusuru olduğundan bahsediliyordu. Oradan sana aktarmak istediğim şeyler şunlar:
‘Sensiz bir hiçim’ cümlesinin altında ‘Ben bağımlı kişilik bozukluğuna sahibim, tek başıma yapamıyorum. Sana muhtacım ve korkuyorum.’ Yatar.
Aşırı bağımlı insanlar sürekli etrafındakileri iyi bir insan olduğuna inandırmaya çalışırlar. Kendilerini iyi olduklarına inandırmaya çalıştıkları insanlara da içten içe öfke duyarlar. Çünkü bunu yapmaya çalışırken kendi kişiliklerini yitirmeye başlamışlardır. Amaç ne kadar sevildiğini düşünse de sevmeden, sevilmek istemektedir.
Bunların üzerine zaten gerçek sevgiden söz etmek mümkün değil. Bağımlılık, sevdiğini ya da sevildiğini zannetmek aslında..
İLİŞKİDE GÜVENLİ BAĞLANMA
Gel, sana birazda ilişkide güvenli bağlanma nasıl bir şey ondan bahsedeyim. İlişkilerde yapılan araştırmalara göre mutluluğu sağlayan en önemli unsur güvenli bağlanma stili. Toronto Üniversitesi’nde yapılan araştırmalara göre güvenli bağlanan kişilerin hem tatminlerinin hem de güven düzeylerinin yüksek olduğu görülmüştür. Aynı zamanda güvenli çiftlerle ‘karışık’ çiftlerin yani sadece bir tarafın güvenli olduğu ilişkilerde bir fark görülmemiş, güvensiz partnerin de ilişki tatmin düzeyini arttırmış ve daha güvenli bir duruma doğru beslediği görülmüştür.
Güvenli bağlanan kişiler; çalışmaları harika yönetir, zihinsel açıdan esnektir, etkin iletişim kurarlar, oyun oynamazlar, yakınlık kurmakta rahat sınır koymak konusunda kaygısızdırlar, çabuk affederler, partnerinin refahından sorumlu hissederler gibi özelliklerini çoğaltabilirim. Ne kadar güzel değil mi? Ne kadar kulağa hoş geliyor ?
AN’DA KALMAK
Şimdi senden istediğim şey şu. Yaşantılarını düşün. Geçmişi değiştiremezsin. Gelecek için kısa vadeli planlar yapmak daha doğru sanki? Anı yaşa. An’da kal.. Zor biliyorum. Belki de film izlerken bile aklından neler geçiyor. O anın keyfini çıkaramıyorsun adapte olamıyorsun belki bu ara uykuda pek tutmuyor. Zor günler geçiriyoruz biliyorum ama içine dön ve bir bak. Yorulmadın mı sürekli başkaları için bir şey yapmaktan. Kendin için bir adım at.
DENE. KORKMA..
Mesela buradan başla. Belki bağlılık ve bağımlılık konusunda önceden bir fikrin vardı ya da yoktu. Doğru bildiğini düşündüğün yanlışlarda olabilir bunlar. İlişkilerini gözden geçir. Bağlı mısın yoksa bağımlı mı? Değiştirmen gereken şeyler neler? Fark et, harekete geç. İnan, düşünce yapını değiştirip harekete geçtikten sonra hayatına giren mucizelere çok şaşıracaksın. Sadece dene.. Şimdilik kendine iyi bak. Sağlıcakla kal.
