Bir Kadının 6 Saatte Başına Gelenler

İnsan Ne Kadar Acımasız Olabilir?

1979 yılında Marina Abramoviç isimli bir perfomans sanatçısı 6 saat boyunca bir korkuluk gibi ayakta duracak ve 6 saatin sonunda hareket kısıtlaması sona erecektir. Rhythm 0 ismi verilen başta bir sanat gösterisi olması amaçlanan bu proje 6 saatin sonunda adeta bir psikolojik toplum deneyine dönüşecektir. Gösteride Marina’nın yakınında duran bir masa ve üzerinde kullanımı tamamen seyirciye ve seyircinin insafına kalmış materyaller bulunmaktadır: Dolu bir silah, bıçak, çikolata, kek, gül… İzleyici bir seçim yapabilecekti iyi ve kötü arasında Marina ise pasif kalacaktı. Olacakları bilseydi bu işi yapmak ister miydi acaba?
Gösterinin başlarında seyirci oldukça güzel davranışlarda bulunuyordu. Marina’ya kek yedirmek, ona güzel şeyler söyleyemek, tokalaşmak, eline gül vermek gibi. Aradan zaman geçtikçe ve Marina tepkisiz kalmaya devam ettikçe seyircilerin tutumları da değişmeye başladı. Seyircilerden biri Marina’ya hafif bir tokat attı ve hiçbir reaksiyon göremedi. Bu tepkisizlik devamında korkunç bir şiddeti getirdi. Az önce ona gül veren insanlar bile şiddete başvurdu. Çünkü Marina asla tepki vermiyordu. Seyirci kontrolden çıkmaya başladı. Bazıları Marina’yı çırılçıplak soydu, taciz etti, vücuduna yazılar yazdı, aşağıladı vücudunu kesti akan kanı içen bile oldu. Bunun ardından kadını sağa sola cansız bir manken gibi taşıdılar. Bu esnada Marina tepkisiz kalmaya devam etse de göz yaşları sel olup akıyordu. Bir insanın verebileceği en acı tepkilerden biri gözyaşı ve titreyen bedeni olmasına rağmen kalabalık coştukça coştu. Tecavüz girişimleri bile oldu. Sonrasında sağduyulu birkaç kişinin önlemesi ile kalabalık geri çekildi. Çünkü çıplak fotoğraflarını çekeceklerdi. Alay, küfür edecek fiziksel olmasa da ruhsal bir acı vermeye devam edeceklerdi. Peki bu durumdan rahatsız olanlar yok muydu? Belki de çoktu. Ama tepkilerini diğerleri kadar belli edemediler korkuyorlardı. Ta ki kalabalıktan bir kadın Marina’ya sarılıp gözyaşlarını silene kadar. Bundan biraz olsun cesaret alan azınlık grup Marina’ya kıyafetlerini geri giydirdi yaralarını sardı ve onu korumaya aldı. 6 saatin sonunda Marina reaksiyon göstermeye başlayınca az önce ona yapmadığını bırakmayan korkunç kalabalık korktu ve hızlı bir şekilde oradan uzaklaştı.
Bu olay acı bir örneklendirme olarak bize çok şey söylüyor. Biz her birimiz o kalabalığız hatta bazen Marina’yız. Sesini çıkartmıyor diye can yakma hakkımız yok. Bunu bilhassa o güzelim minik sokak hayvanları için söylüyorum. Biz insanız ve kimseye hiçbir canlıya kıyma hakkımız yok. Ne fiziksel olarak ne de ruhsal. Bizim için küçük bir nükte bir başkası için alay olabilir. Gönül kırmak kötüdür. Kimsenin sorumluluğunu almak istemeyeceği bir yüktür.
Marina’ya yapılanlar dehşet vericiyken buna bir süre de olsa göz yuman azınlık ne olacak peki? Dünya kötülerden çektiği kadar kötülüğe göz yumanlardan da çekiyor. Hatta belki daha çok çekiyor. Okurlarımdan ricam bir kötülük bir zulüm gördüğünüzde aklınıza Marina gelsin. Sizin de Marina olabileceğiniz gelsin.
Kötü olmayalım ne kötülük yaparak ne de buna göz yumarak.