Yoksa Siz De ZEİGARNİKLENENLERDEN Misiniz?

En basit haliyle tanımlayacak olursak; İnsan zihni tamamlanmamış durumları hatırlar, tamamlanmış olanları unutur. Bunu ilk farkeden kişi Zeigarnik isimli birisi olduğu için buna zeigarnik etkisi denmiş. Yani zeigarnik  etkisini duyduğumuzda yarım kalmışlıklar aklımıza gelebilir.

Aslında farkında olmadan günlük hayatın pek çok yerinde zeigarnik etkisini yaşıyoruz.

ZEİGARNİK ETKİSİNE NELER ÖRNEK VERİLEBİLİR?

Bir şarkıyı mırıldanırken tamamını hatırlayamadığınızda onu bulana kadar aklınıza takıldığı oldu değil mi?

İzlediğiniz dizinin senaryosunu tahmin  etseniz bile bir sonraki bölümü yine de merak edip bakarsınız. Çünkü sonu hep belirsiz bir sahneyle biter…

Sınavda çözdüğünüz değil de çözemediğiniz, emin olamadığınız sorular aklınızda kalır.

Peki unutulamayan aşkların hep yarım kalanlar olması tesadüf mü sizce?

Çocukken çok istediğiniz ama ulaşamadığınız bir şeyi alakasız durumlarda bile hatırlarsınız.

Aşırı çikolata seven biriyseniz ve yediğiniz çikolatanın yarısı dolaptaysa tüm gün aklınızda o durur ta ki onu yiyene kadar. Maalesef yarım kalan diyetlerde de zeigarnik etkisini görüyoruz.

Bazen canınız bir şeye sıkılır ama neye sıkıldığını hatırlayamazsınız ve içinizi bir şey dürtükler hatırlayana dek.

İlişkilerde taraflar gizemini korumalı der uzmanlar. İşte bu da zeigarnikle alakalı. Siz partnerinizin hikayesini kısa bir sürede tamamen öğrendiğinizde geri kalanını merak edeceğiniz bir hikaye kalmıyor ve o tamamlanmışlık hissi sıradanlaşmaya yol açabiliyor.

“Evlilik aşkı öldürür “ derler bunun da zeigarnikle yakından ilgisi var. Çünkü evlilikte de kişiler bir tamamlanmışlık durumu yaşıyorlar ve eğer  farketmezlerse güzel anlar zihinde  sıradanlaştırılarak unutulabiliyor.

İşinde deha olanların  tam zirveye geldiğinde o işi bırakması da insanların zihninde o hikayenin daima canlı kalmasını istemelerindenmiş. Yarım kalmışlığın böyle etkileyici şekilde kullanılması müthiş. Bunu yapanlar belki farkında bile değildir.

ZEİGARNİK ETKİSİNDEN EN ÇOK MEDYA FAYDALANIYOR

Zeigarnik etkisini en çok gördüğümüz yerlerden birisi medya ve özellikle de magazin haberleri. Örnek vermek gerekirse: video, haber başlıklarını dikkat çekecek şekilde koymak.”Şok şok şok o ünlü kimin evinde görüntülendi” gibi herkesin merakını uyandırıp devamını okuma isteği uyandıracak yazıları başlık olarak geçmek.

Daha pek çok örnek bulabiliriz zeigarnik için ama yukarıdaki örnekler aklınızda bir kıvılcım çakmıştır.

      Şimdi o kıvılcımı büyütme zamanı.

ZEİGARNİK BİZİ NASIL ETKİLİYOR?

Gün içinde ve zamanla aklımızda bir şeyler planlıyoruz. Yani yapılacaklar listesi, popüler adıyla da “to do list” diyebiliriz.

Zeigarnik etkisi farkında olsak ta olmasak ta hayatımızda var. Zeigarnikle ilgili size bir iyi bir de kötü haberim var. Önce kötüden başlıyorum ki sonu iyi bitsin.. 🙂

Hepimizin vardır böyle işleri. Bunları vaktinde tamamlayarak  ilerliyorsanız harika ve hatta kocaman tebrikler. Bir de böyle sürekli kafasında çok fazla iş planlayıp ve sonra onların bir çoğunu yapamayıp (ki tipik mükemmeliyetçiler bu durumu çok iyi anlayacaktır) kendini çıkmaza sokanlar var kii zeigarnik onlar için bir enerji yiyici haline geliyor. Şöyle düşünelim ki kafamızda planladığımız her bir iş gerçek hayatta tamamlanana kadar yarım. Ve zihnimiz yarım kalanları unutamadığından arka planda her bir iş için enerji harcamaya ve bir nevi bizi  tüketmeye devam ediyor. Bilgisayarda açık kalan sekmeler gibi düşünün ne kadar çok sayfa açıksa o kadar şarj gider ve verimlilik azalır. Bu kötü haber.

ZEİGARNİK ETKİSİNİ NASIL YÖNETEBİLİRİZ?

İyi haber şu; eğer aklınıza gelenleri bir kağıda dökerek ve kalem kullanarak yazarsanız ve bu  yapılacak işleri olabildiğince sadeleştirirseniz zeigarnik sizin için olumlu hale gelir. Zihninizin taşıdığı yükleri kağıda aktarmış oluyorsunuz ve enerjiniz işi yapmak için sizinle kalmaya devam ediyor. Hatta işin içine görsellikte katarsanız şahane! Çünkü aklımızda olanı unutamıyoruz ya bu sefer o planladığımız işi bitirmemiz için içimizden bir şey bizi dürtüklemeye devam eder  ta ki o işi yapana kadar.

“Bir işi yazmak o işe başlamaktır ve başlamak bitirmenin yarısıdır.”

GEÇMİŞTEN KAYNAKLI ZEİGARNİK ETKİSİNİ NASIL DEĞİŞTİREBİLİRİZ?

Peki ya geçmişten unutamadığımız yarım kalmışlıklar ne olacak? Eğer bu sizin için bir travma halindeyse mutlaka işin uzmanlarından terapi alın. Hayatınızı çok etkilemeyen ama enerjinizi çalmasını istemediğiniz durumlar içinse şöyle yapabilirsiniz. Yarım kalan her neyse onu bitmesini istediğiniz bir son şeklinde hikayeleştirin. Bunu yazarak, hayal kurarak,şarkı söylerek, resim çizerek nasıl istiyorsanız öyle yapabilirsiniz. Sakin bir zihinle tam konsantre bir şekilde yapmanız önemli. Sonrasında bu konuyu kapattığınıza dair bir zihninize bir mesaj verin. Bunu nasıl yapacağınız kısmıyla  da  sizin hayal gücünüz ilgileniyor. Mesela ben yeni başlangıçlarımda ağaç bağışında bulunuyorum, zamanında enerjimi tüketen yarım kalan konunun kapandığını  ve güzelliklere sebep olmaya başladığını mesaj vermek amaçlı bunu yapıyorum.

O zaman bütün yarım kalmışlıklarımızı tamamlayabilmek  ve duru bir zihinle hayallerimizi gerçekleştirebilmek dileğimle bir sonraki yazımda görüşürüz…