Bazen içimizden bir şeyler yapmak gelmez. Öylece boş boş durmak isteriz. Ne kimseyle görüşüp, konuşmak ne kitap okumak, ne dışarı çıkmak… Ve bu durum bizi daha çok mutsuzluğa iter. Öyle anlarda içimizden gelmese de kendimizi güçlü olmaya, olumlu düşünmeye, mutlu olacağımız şeyleri yapmaya zorlamamız gerekmektedir. Eğer pes edersek kaybederiz. Pes edersek başladığımız noktaya geri döneriz. Kendin için aydınlık olmak zorundasın. Çünkü gelip kimse seni kurtarmayacak. Sen kendi kendini kurtaracaksın. Kendini kendin kurtarmalısın. İşte o zaman kimseye bağlı kalmadan tek başına her şeyin üstesinden gelmeye başlayabilirsin. Kimseye muhtaç olmadan, kendi belirlediğin çizgilerinle yoluna devam edersin.
Mutlu olmak için kimseye ihtiyacın yok. Sen tek başına da güzel, tek başına da güçlüsün. Mutlu olmak için illa bir sebebe gerek yok. Mutluluk senin içinde. Mutluluk her yeni güne uyandığın için şükretmek. Mutluluk gözlerinin gördüğü, kulağının duyduğu, ellerinin tuttuğu her an için şükretmektir.Mutluluk sahip olamadıklarından daha çok sahip olduklarına şükretmektir. Bizler sahip olamadıklarımıza odaklandığımız için sahip olduklarımızın kıymetini bilmiyoruz. O yüzden bütün bu mutsuzluklarımız. Şükrettikçe şükredeceğin şeyler artacak ve hayatına güzellikleri çekmeye başlayacaksın. Haydi şimdi etrafına bak. Nelere sahipsin? Büyük bir sevgiyle sahip olduğun her şeye şükret. 🙂
Asıl mutluluk içinde… Tam kalbinde en derinlerinde. Kendi kendinle mutlu olmayı öğrendikten sonra gerçek mutluluğu bulmuş ve tatmış olacaksın. Kendi kendine vakit geçirmenin yalnızlık olmadığını anladığın gün mutluluğa ulaşmış olacaksın. Tek başına müzik dinlemek, tek başına yürümek, alışverişe, sinemaya gitmek. Bunları tek başına yapmaktan keyif aldığın gün mutluluğu yakalamışsın demektir…
Unutma asıl mutluluk içinde. Kalbinin derinliklerinde. Kalk çıkar onu. Herşeye sevgiyle, umutla bak. Her ne olursa olsun kendi kendinle mutlu olmayı öğren. Çünkü asıl mutluluk içinde. 🙂